Çocukluk çağımızdan beri içten içe bir duygudur farkedilme hissi. Farkedilmek ne kadar da hoşumuza giderdi değil mi? Bu duygu ilk önce aile içinde kardeşlerimiz arasında yaşanmıştır. Annenin ve babanın gözüne girmek, söz dinleyen, iş bitiren bir kardeş olarak onların iltifatına mazhar olmak, diğer kardeşlerinin önünde övülmek veya örnek gösterilmek. Sonra okulda, çalışkan veya yaramaz öğrenci olarak öne çıkmak… Sonra arkadaşlar arasında sözü dinlenen biri olarak veya cesareti ile öne çıkarak bu duyguyu yaşamak… Önde olma dürtüsüyle her türlü araç gereci hatta insanları payanda olarak kullanma hırsı. Sonra peşimizi bir türlü bırakmayan, olumlu veya olumsuz olarak hayatımıza etki eden, bazen övülmeye bazen de kınanmaya sebep olan söz ve fiillerin birbirini takip ediyor olması. Olumlu veya olumsuz anlamda öne çıkma ve beğenilme duygusu aslında farkedilmenin diğer adıydı. Yaşam boyu içten içe devam eden, bitmeyen, nefis tarafından beslenen bir duyguydu.
“Öne çıkma hissi, nefs gibi ehlileştirilmesi gereken bir duygudur.”
Bu duygunun farkına varmak, bir gerçeği anlama ve bu hastalığa teşhis koyma adına farkındalık ortaya koymaktır ve önemli bir adımdır. Çünkü bu farkındalık bizi aklıselime ulaştıracak, yaşamımız için anlam ifade eden söylem ve tavırlarımızı düzeltmeye itecektir. Mütevazi olmanın gerekliliği, öne çıkmak isteme bencilliğini ortadan kaldıracaktır. Ayrıca farkına varmak, benliğimizi tanıma açısından çok önemli bir olgudur. Çok da iyi olmadığının, kul olduğunun, bir hiç olduğunun farkına varmak… Gerçek anlamda dostun ve düşmanın, aslında büyük bir sorumluluğu üzerinde hissetmenin, istişareyle iş yapma gerekliliğinin, ekip çalışmasının bir güç olduğunun farkına varmak… Gerçek kazancın samimi bir iman ve ameli salihle Allah’a yaklaşmak olduğunun ve dünyadaki her şeyin buna hizmet etmesi gerektiğinin farkına varmak… Farketmek hayatın bütün alanlarında kendine yer bulan bir kazançtır; sermayesini akıl nimetinden ve tecrübe-i hayattan almaktadır.
Tabi asıl kazanç farketmek değildir. Asıl kazanç farkettikten sonra farkındalığını ortaya koymaktır. Allah’ı tanımak O’nu farketmektir ama O’na kul olabilmek için yapılan mücadele farkındalıktır. Sıkıntı sırasında sabretmek gerektiğini söylemek sabrın önemini farketmektir, ancak bunu yaşantısında ortaya koymak farkındalıktır.
Sahabenin dostluğundan, kardeşliğinden, birbirlerine karşı olan sevgi ve saygılarından örnekler vermek o güzelliği farketmektir ama bu güzelliği kendi din kardeşleriyle yaşamak farkındalıktır.
Sevmeyi, saymayı, fedakârlığı, zorluğu, alttan almayı bilmeyi, gönül almayı, özür dilemeyi, nefsine gem vurmayı, sabretmeyi, her defasında yeniden besmele çekmeyi, kardeşinin nefsini kendi nefsine tercih etmeyi, hak ve hukuka riayet etmeyi vb. becerebilirsek farklı olduğumuzu söylememize gerek kalmayacaktır. Aslında işin özeti “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” sözü zaten toplum içinde bulunduğunuz yeri ve ne değer ifade ettiğiniz gerçeğini ortaya koymaktadır. Gerisi Kil-u Kal…
23.05.2019
27.12.2018
08.03.2018
24.01.2018
27.11.2017
29.10.2017
21.01.2016
19.01.2016
27.10.2015
27.10.2015
01.10.2014
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |